top of page

 

                         

Okültizm

Okültizm, geçmiş çağlarda doğa, insan ve evren ilişkileri

aktarıla gelen ezoterik gelenekler yoluyla edinilmiş

derin bilgiler bütünü olarak tanımlanır.

Latince’de “gizlemek, saklamak” anlamına gelen

“occulere” sözcüğünden gelen,

“gizli, saklı” anlamındaki “occultus” sözcüğünden türetilmiş olup,

“gizli ve saklı olanın bilgisi” anlamına gelir.

Okkültizm, gizli bilimlerle ilgilidir.

Gizli bilimler terimi ile anlaşılması gereken

bugünkü pozitif ve deneysel bilimlerin dışında kalan,

yüzyıllardır varolan ve insanı metafizik yönüyle algılayıp,

doğadaki ve insandaki fizik ötesi yönleri kullanan uygulamalardır.

Okültizmle uğraşan kişi baştan bazı prensipleri kabul etmek zorundadır.

Bunlar ruhun varlığı ,Tanrı’nın varlığı gibi temel prensiplerdir.

Okült uygulamalar bilmeyen biri için bir anlam ifade etmeyeceği gibi,

az bilen için de büyük tehlike göstermektedir.

Bu yüzden okült uygulamalar bir üstat önderliğinde olmak zorundadır

ve bu uygulamalar konuyu az bilen ya da bu bilgiyi

iyi yönde kullanması gerektiği yönünde eğitim almamış bir kişi

içinse büyük bir silah olabilirdi.

Bu nedenle okültizm ezoteriktir,

yani ancak belli bir eğitimden geçerek o bilgileri almaya hak kazanmış

olan kişilere verilebilir ve bu bilginini aktarımı da

özel bir dille ve sembollerle olur.

Buradaki nüans açıktır. Okült öğreti ezoterik bir öğretidir;

ancak her ezoterik öğreti okült değildir.

Okültizmin üç ana yasası vardır:

Tek tanrı; tekâmül ve tekrar doğuş.

Bu esaslar üzerine inşa edilmiş inceleme ve araştırma konuları

şöyle sıralanabilir: “Ölüm ötesinde ne vardır?

Nereden gelip nereye gidiyoruz? Bu dünyadaki hayat tarzımız ne olmalıdır?

Kendi kendimizi ıslah edebilir miyiz?

Doğa kuvvetlerinden yararlanmayı nasıl başarırız?”

Okültizmin üç ana esası şöyle sıralanabilir:

Tanrı, İlkeler koymuştur.

Doğadaki tüm olaylar, bu İlahi İlkeler dâhilinde meydana gelir.

 İnsan doğadaki olaylarla İlahi İlkeler arasındaki orantıları

tanımaya çalışarak yasaları araştırır.

Simyacı kendi üzerinde çalışır, kendini tanımak için çabalar.

Evreni, doğayı, insanı öğrenmek ister.

Pek çok farklı kaynağı kullanarak, kendi stilini yaratma sanatının ustasıdır. Eklektik bir bakış açısı ile hakikati ezoterik bakış açısıyla arar.

Bilginin saklı olduğu perdeleri teker teker açmak ister diyebiliriz.

bottom of page